Sedef hastalığı toplumda sık görülen, alevlenmelerle birlikte uzun süre devam eden bir hastalıktır. Genellikle keskin sınırlı, üzerinde hastalığa ismini veren sedef (gümüş) renginde kepeklenmeler (pullanmalar) bulunan kızarıklıklar ile ayırt edilir.Kalıtsal ya da edinilmiş tetikleyici etkenler zemininde ortaya çıkan kronik bir hastalıktır.
*Toplumda %1-3 gibi sık oranda görülür.
*Deriyi, tırnakları ve eklemleri etkileyebilmektedir.
*En sık saçlı deri, diz, dirsek, gövdede izlenir. Keskin sınırlı kızarık, kalın kepekli plaklar şeklinde görülür. Her yaşta görülebilmekle birlikte en sık 20-30 ve 50-60 yaşları arasında iki pik yapmaktadır. Genetik yatkınlığı olan bireylerde travma, güneş ışınları, infeksiyonlar, endokrinolojik hastalıklar, stres, ilaçlar, alkol ve sigara gibi tetikleyici faktörler rol almaktadır.
Günümüzde psoriasisin kalp hastalığı, karaciğer yağlanması, obezite, diyabet, hipertansiyon ve kolesterol yüksekliği gibi birçok hastalıklarla ilişkili olduğu saptanmıştır.
Hastalığının belirtileri nelerdir?
Hastalığın belirtileri klinik özelliklerine göre değişmektedir.
*Psoriazis vulgaris (plak tipi psoriazis) En sık görülen sedef hastalığı kliniğidir (% 80). Tipik belirtileri oval veya yuvarlak, gümüş renginde pullanmalarla kaplı, deriden kabarık kızarıklıklardır. Diz, dirsek, saçlı deri ve kuyruk sokumuna sık yerleşir. Bazen koltuk altı, kasık, meme altı, kalçaların arası, diz arkası, dirsek iç yüzü ve boyun gibi kıvrım yerlerine de yerleşebilir (İnvers psoriazis). Avuçlar ve ayak tabanında görülebilir (Palmoplantar psoriazis)
*Guttat psoriazis Gövde üst yarısında, kol ve bacaklarda, yağmur damlasına benzer, küçük, yuvarlak, pembe-kırmızı, kepekli kabarıklıklar görülür. Çocuklarda ve ergenlerde sıktır. Genellikle boğaz enfeksiyonunu izleyerek ortaya çıkar ve birkaç hafta veya ay içinde geriler.
* Eritrodermik psoriazis Hastalığın vücudun % 90’ından fazlasını kaplamasıdır. İlaç, güneş ışığı, travma, enfeksiyon gibi tetikleyici faktörlerin etkisiyle hastalık yaygınlaşabilmektedir. Tedavisi hastanede uygulanmalıdır.
*Püstüler psoriazis Kırmızı zeminde, irinli sivilceler bulunur. Tipik sedef hastalığı plakları üzerinde veya sağlam görünümlü deride ortaya çıkar. Tüm vücutta yaygın görülebilir (yaygın püstüler psoriazis) veya avuçlar ve ayak tabanlarına yerleşim gösterir (palmoplantar püstüler psoriazis).
*Eklemlerin sedef hastalığı (psoriatik artrit) Her 10 hastadan 2’sinde ve 40’lı yaşlarda ortaya çıkar. En sık parmak ve bel eklemleri tutulur. Sabah tutukluğu veya uzun süre oturma, ayakta kalma ile gelişen tutukluk, el veya ayak parmaklarında şişlik (“sosis parmak” görünümü) gibi belirtilere neden olur. Eklem tutulumunda, tırnak tutulumu da sıktır. Genellikle hastalığa ait deri belirtileri eşlik eder.
*Psoriaziste tırnak değişiklikleri :Hastaların yaklaşık %50 ‘sinde tırnaklar etkilenir. Ellerini rahat kullanamama, ağrı ve psikolojik stres gibi yakınmalara yol açar. Tırnak yüzeyinde toplu iğne başı büyüklüğünde çukurcuklar (pitting) , tırnağın yatağından ayrılması (onikoliz), tırnak altında sarımsı renklenme (yağ lekesi görünümü), tırnağın bir bölümünün kaybı ve tırnağın serbest bölümünün altındaki deride kalınlaşma sık görülen değişikliklerdir.
Sedef hastalığının seyri nasıldır?
*Alevlenmeler ve iyilik dönemleri ile genellikle uzun sürelidir. Hastalığın belirtileri ve şiddeti kişiden kişiye, hatta aynı kişide zaman içinde değişebilir. Gebelik hastalığın seyrini etkiler mi? Sedef hastası gebe kalabilir. Gebeliğin etkisi değişkendir; hastalık genellikle gebelikte düzelir, doğum sonrasında ataklarla eski seyrine döner. Az sayıdaki hastada gebelikte püstüler psoriazis gelişebilir. Gebelik ve emzirme döneminde kullanılabilecek ilaçlar hekime sorulmalıdır.
Sedef hastalığının tanısı nasıl konulur?
*Tanı klinik bulgularla konabilir. Nadiren deri biyopsisi gerekebilir.
Sedef hastalığı nasıl tedavi edilir?
Hastalığın kesin tedavisi bulunmamaktadır. Ancak, uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir ve uzun süreli iyilik sağlanabilir. Tedavide hekim, hasta ve hasta yakınları işbirliği içinde olmalıdır.
*Hastalığı alevlendirebilecek ilaçlar ve davranışlardan (kaşıma, banyoda liflenme, kese, vb.) kaçınılmalıdır.
*Sınırlı tutulumlu sedef hastalığında öncelikle yerel tedaviler seçilmektedir (deri yüzeyindeki kepekleri uzaklaştıran ilaçlar, kortizonlu ilaçlar, antralin, kalsipotriol [sentetik D vitamini], kalsinörin inhibitörleri). Bu yöntemler birlikte de kullanılabilir.
*Dirençli, yaygın hastalıkta metotreksat, siklosporin-A, asitretin (sentetik A vitamini) ve fototerapi kullanılır. Bunlara yanıt yoksa biyolojik ajanlar (adalimumab, etanersept, infliksimab, ustekinumab vb.) seçilebilir.
*Tedavi seçimi ve süresinde pek çok faktör etkilidir (hastalığın yaygınlığı, yerleşim yeri, tırnak ve eklem tutulumu, vb.).
Hastalığın psikolojik yönü, kötü şöhreti , her hastalığın sedefle karıştırılabilmesi ve hastaların telkine yatkınlığından dolayı çeşitli merkezler tarafından sedef hastalığı tedavisi yapıldığına dair hastalar ne yazık ki sömürülebilmektedir. Doktorunuzun hastalık hakkında bilgi ve deneyimi kadar hastanın önerilen tedaviye uyumu da tedavi başarısında önemlidir. O yüzden doktorunuz tarafından size önerilmeyen hiçbir tedavi yöntemini kullanmayınız.
*Dr. Burcu Demirdöver kendisinin uzmanlık tez konusu da olan psoriasis ve psoriasisin metabolik hastalıklarla birlikteliği üzerine çok sayıda araştırmaları mevcuttur.