Karakteristik yerleşim dağılımı gösteren, genetik olarak yatkın olan kadınlarda yaygın ilerleyici kıllarda incelme, seyrelme olarak tanımlanır. Sık izlenir.
30 yaş civarındaki kadınlarda %12, 60-70 yaş civarında %30-40 görülür. başlangıç yaşı küçüldükçe klinik şiddetin daha fazla olma eğilimi artar.
Nedeni nedir?
En sık neden çoklu genetik problem olduğu düşünülse de sorunlu genler şu an için bilinmemektedir. İkinci en sık neden olarak görülen androjene bağlansa da bugün için kadınlarda erkeklerde olduğu gibi androjen hormonlarıyla ilişkisi net değildir bu yüzden kadın tipi saç kaybı demek daha doğru bir tanımlama olarak görülmektedir. Bununla birlikte aşırı kıllanma, adet düzensizliği gibi androjen fazlalığı olan kişilerde de izlenir ama çoğu hastada kanda serum androjen düzeyi normaldir.
Ne zaman başlar?
Adet görmeyle birlikte her yaşta görülebilmekle birlikte en sık 40-50 yaşlarında görülür.
Nasıl gözlenir?
Genellikle yavaş ve ilerleyici bir saç incelmesi şikayeti ile başlar. En sık saçlı deri tepe ve yanlarında görülür. Erkeklerin aksine alın saç çizgisi korunmuştur. Tutulum yeri ve evrelerine göre çeşitli isimlerle sınıflandırılır.
Tanı nasıl konur?
Tanı klinik inceleme ile konur genellikle biyopsiye gerek yoktur.
Klinik değerlendirmede dağılım paterni, yavaş başlangıç şekli, aile öyküsü, saç çekme testinin negatif olması gibi değerlendirmelerle kronik telojen dökülmeden ayrılır.
Yine T4, TSH, D vitamini, ferritin düzeyleri ve androjenik hormon seviyelerine bakmak gerekli olabilmektedir.
Tedavisi nasıldır?
Tedavide sürülecek losyonlar içinde %2 veya %5 minoksidil etkinliği kanıtlanmış bir ilaçtır. Etkisinin değerlendirilebilmesi için en az 12 ay kullanılmalıdır. Etkinik sağlandıktan sonra da kesilmeden devam edilmelidir. Kesildikten sonra telojen effluviumun tetiklenebileceği bilinmeliidir. Ayrıca tedaviye başlandıktan sonraki 1-2 ay süresince ilk başlarda dökülme olabilmektedir. Ağız yoluyla alınan finasterid tabletin erkeklerden farklı olarak 2.5 mg/gün dozunun uzun süreli kullanımlarda etkisi gözlenmiştir. Ancak belirgin yan etkileri nedeniyle mutlaka dermatolog denetiminde kullanılmalıdır. Yapılan bazı çalışmalarda etkinliği kanıtlanan spironolakton, siproteron asetat, flutamid ve simetidin ile de sonuç alınabilir. Ancak buna hekiminizin karar vermesi gerekmektedir.
Yine saçlı derideki kıl köklerini güçlendirmek için saç mezoterapisi ve PRP kullanımı fayda sağlamaktadır.
Son zamanlarda düşük düzeyli lazer ışınlarının da özellikle genetik geçişli olduğu düşünülen olgularda başarılı sonuçları gözlenmiştir.